Yüzde 50’si hibe: Siz de hayvancılık yapabilirsiniz
“Hayvancılıkta Yerli Üretimi Destekleme Modeli” ile damızlık ve yerli hayvan üretimi artırılacak. 25 ilde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri oluşturulacak. Damızlık üretim merkezleri için yatırımlar 2017 yılında başlayacak…
Hülya Genç Sertkaya’nın haberi
2023’TE tarımsal hasılanın 150 milyar dolara, tarımsal ihracatın ise 40 milyar dolara çıkarılmasını hedefleyen Hükümet, bir yandan yatırımlarda tarımı ilk sıraya alırken, diğer yandan yeni uygulamaları hayata geçiriyor. 2017 yılı bütçe yasa tasarısında tarım yatırımlarına ayrılan kaynak 30.9 milyar TL’ye çıkarılıyor. Tarımda milli proje döneminin başlayacağı 2017’de tarımsal destek programlarına 12.8 milyar TL kaynak aktarılması öngörülüyor. İki ana temel üzerine oturtulan Milli Tarım Projesi ile 2017’de bitkisel üretimde “Havza Bazlı Üretime Dayalı Destekleme Modeli”ne geçiliyor. 941 havzada 19 ürüne destek verilmesi öngörülüyor. Çiftçinin mazot maliyetinin yüzde 50’si destek kapsamına alınıyor.
Milli Tarım Projesi’nin ikinci ayağını oluşturan “Hayvancılıkta Yerli Üretimi Destekleme Modeli” ile Türkiye’nin ihtiyaçlarına uygun yeni bir vizyon ortaya konuluyor. Damızlık ve yerli hayvan üretimini istenilen noktaya çıkaracak yeni modelle 25 ilde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri oluşturulacak. En az 500 baş kapasiteli bu merkezlerin inşaat yatırımlarına, alet, ekipman ve buzağı alımına yüzde 50 hibe desteği verilecek. Et sığırcılığına uygun, 200 başa kadar düve alımına yüzde 30 hibe desteği sağlanacak. Programlı aşıları yapılmış dört aylık her buzağı için 750 TL destek uygulanacak. Mera hayvancılığı yetiştirici bölge illerinde 2017’den itibaren üç yılda 250 bin baş, altyapısı uygun diğer illerde ise 100 bin baş olmak üzere, et verimi yüksek toplamda 350 bin baş gebe düve ülke sürüsüne katılacak.
32 ilde damızlık gebe düve üretim merkezleri kurulacak. Yılda en az 15 bin baş damızlık değeri yüksek gebe düve üretilecek. Damızlık düve üretim merkezleri kurmak isteyen yetiştirici birlikleri ve üreticiler 2016 yılı içerisinde müracaatlarını yaparak işlemlerini başlatabilecek. Önümüzdeki beş yıl içinde damızlık düve ihtiyacı tamamen yurtiçinden karşılanacak. 23 ilde damızlık koç-teke üretim merkezleri, sekiz ilde damızlık manda üretim merkezleri kurulacak. Damızlık koç-teke merkezleri ile damızlık manda üretim merkezlerinin mevzuatı en kısa sürede hazırlanarak, 2017 yılında yatırıma başlayacak. Damızlık üretim merkezlerinde ahır ve ağıl yapımına, damızlık hayvana ve alet-ekipman alımına yüzde 50 hibe verilecek.
.
YERLİ ÜRETİM DESTEKLENECEK
Artan hayvan sayısı ve üretim miktarlarına rağmen dönemsel talep artışları nedeniyle zaman zaman kırmızı ette arz açığı yaşayan, bu nedenle de besi materyali ithalatına yönelen Türkiye, hayvancılıkta yerli üretimi destekleme modeline geçiyor. Küresel arzın güvenli olmaması ve toplumsal hassasiyetin dikkate alındığı yeni model ile kırmızı et üretiminin artırılması, kendine yeterli düzeye ulaştırılması hedefleniyor. Bu çerçevede damızlık üretiminin artırılması, etçi tip sığır ve koyun yetiştiriciliğinin geliştirilmesine ağırlık verilmesi, bölgesel programların geliştirilerek uygulanmasına devam edilmesi öngörülüyor.
Yeni hayvancılık modeliyle kısa vadede damızlık ithalatı yapılarak damızlık hayvan sayısı artırılacak. Mera hayvancılığı yetiştirici bölgesi olarak belirlenen 25 ilde et sığırcılığı geliştirilerek et ırklarından popülasyon oluşturulacak. Projelerin uygulanmasını takip eden birkaç yıl içerisinde besi materyali ithalat ihtiyacı ortadan kalkacak.
Bilindiği üzere şu anda dönemsel talep artışları nedeniyle zaman zaman kırmızı ette arz açığı yaşanıyor. Açığı kapatmak için besi materyali ithalatına izin veriliyor. Bu konuda Et ve Süt Kurumu (ESK) aktif rol alarak yetiştiricilerin ihtiyacını tek elden ithalat yaparak karşılıyor. Bunun yanı sıra damızlık düve ithalatı da yapılıyor.
GEBE DÜVE ÜRETİM MERKEZLERİ
Yerli üretimi destekleme modeli ile hayvancılıkta Türkiye’nin ihtiyaçlarına uygun yeni bir vizyon ortaya konulacak. 32 ilde gebe düve üretim merkezleri kurulacak. Bu iller şöyle olacak: Adana, Adıyaman, Afyonkarahisar, Aksaray, Amasya, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çorum, Denizli, Edirne, Erzurum, İzmir, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Konya, Malatya, Manisa, Muğla, Muş, Niğde, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Trabzon ve Yozgat.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre damızlık düve üretim merkezi kurulacak illerin tespitinde, damızlık hayvan sayısı, çiftçi örgütlerinin kurumsal kapasitesi, hayvan sağlığı ve hastalıklarla mücadele etkinliği ve damızlık sığır ihtiyacı dikkate alındı. Bu arada önceki hafta Başbakan Binali Yıldırım tarafından ilk etapta 31 olarak açıklanan il sayısı son olarak Niğde’nin eklenmesiyle 32’ye yükseldi.
YÜZDE 50 HİBE VERİLECEK
Düve merkezleri, hastalıktan ari işletmeler olarak kurulacak. En az 500 baş kapasiteli bu merkezlerin inşaat yatırımlarına, alet, ekipman ve buzağı alımına yüzde 50 hibe desteği verilecek. Yılda en az 15 bin baş damızlık değeri yüksek gebe düve üretilecek. Bu merkezler, damızlık düve yetiştiriciliği işletmelerinin kurulmasına öncülük edecek, önümüzdeki beş yıl içinde damızlık düve ihtiyacının tamamen yurtiçinden karşılanması sağlanacak.
Damızlık ihtiyacı olan hayvancılık işletmeleri düve ihtiyaçlarını aracısız bu merkezlerden temin edebilecek. Ayrıca, bu merkezlerde yetiştirilen damızlık hayvanlar, Ziraat Bankası kredi şartlarına haiz olduğundan, hayvan almak isteyen üreticiler kredi kullanabilecekler.
BU YIL MÜRACAAT EDEBİLECEK
Damızlık düve üretim merkezleri kurmak isteyen yetiştirici birlikleri ve üreticiler 2016 yılı içerisinde müracaatlarını yaparak işlemlerini başlatabilecek.
Hatırlanacağı üzere damızlık düve yetiştiriciliğinin desteklenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı Ağustos’ta, uygulama tebliği ise 3 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Damızlık düve yetiştiriciliği yapan büyükbaş hayvancılık işletmelerinin kurulması, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu damızlık gebe düvelerin yurt içinden karşılanması, et ve süt üretiminde verimlilik ile kalitenin artırılması, sermayenin ülke içerisinde kalmasını sağlayacak yatırımların desteklenmesine ilişkin usul ve esasların belirlendiği uygulama tebliğine göre destekten yeni yatırım projelerinde inşaat yapımı, hayvan alımı ile makine alet ve ekipman alımı olarak belirlenen projelerin üçü ile birlikte başvuran yatırımcılar yararlanacak. Desteğe ayrıca rehabilitasyon veya kapasite artırımı projelerinde karar kapsamındaki yatırım konularından en az birini ihtiva eden bir proje ile başvuru yapılabilecek. Destekten Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ne üye, TÜRKVET sistemine en az üç yıl kayıtlı aktif sığır işletmesi olan gerçek veya tüzel kişilerden bireysel veya bir arada yatırım yapacak yatırımcılar yararlandırılacak.
DESTEKTEN BİR KEZ YARARLANILACAK
Karar kapsamında, gerçek veya tüzel kişiler hibe desteğinden bir kez yararlandırılacak. Hibeye esas yatırım konularına ait tutarların üst sınırı, bütçe imkanları dikkate alınarak Bakanlık merkez proje değerlendirme komisyonu (MPDK) tarafından belirlenecek, internet sayfasında duyurulacak ve il müdürlüklerine bildirilecek. Onaylanan yatırım tutarının üst sınırını aşan kısmı, ayni veya nakdi katkı olarak yatırımcı tarafından karşılanacak. Karar kapsamında uygulanacak hibe desteğinden, projesi onaylanan ve projesinde belirtilen süre içinde yatırımını tamamlayanlar yararlanacak. Yatırımcılar, kredi veya vergi teşviklerinden yararlanabilecek. İnşaatlar için yapılacak hibe desteği ödemesinde Bakanlıkça projenin onaylandığı yıldaki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yayımlanan “İnşaat ve Tesisat Analiz ve Birim Fiyatlar” üzerinden poz numaralarına göre hazırlanan maliyet cetvelleri kullanılacak.
Satın alınacak damızlık dişi buzağılar için uygulama rehberinde yer alan ve Bakanlıkça belirlenmiş olan teknik ve sağlık şartlarını taşıması gerekecek. Buzağıların seçimi, masrafları yatırımcıya ait olmak üzere il müdürlüğünce görevlendirilen bir ziraat mühendisi (zooteknist) ve bir veteriner hekimden oluşan seçim heyetince uygulama rehberinde yer alan teknik ve sağlık şartları doğrultusunda yapılacak. Hayvanların, en az üç aylık gebe düve olmadan satılmayacağına dair taahhütname alınacak. Anne, baba ile çocuklar, eşler ve kardeşler arasında yapılan alım ve satıma konu buzağılar destekleme kapsamı dışında olacak.
25 İL YETİŞTİRİCİ BÖLGESİ OLACAK
Toplam mera varlığının yüzde 52’sini, büyükbaş hayvan varlığının da yüzde 32’sini oluşturan 25 ilde mera hayvancılığı yetiştirici bölgeleri oluşturulacak. Mera varlığı, yetiştirici kültürü ve iklim yapısının hayvancılığa uygun olduğu bu iller şöyle olacak: Ağrı, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bingöl, Bitlis, Çankırı, Çorum, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, Iğdır, Kars, Kastamonu, Kayseri, Malatya, Muş, Samsun, Sivas, Şırnak, Tunceli, Van ve Yozgat.
Türkiye’de yaşanan buzağı ölümleri nedeniyle, mevcut anaç hayvan sayısına göre bir yaş altındaki hayvan sayısı gelişmiş ülkelerin altında bulunuyor. Bu nedenle hayvan sayısının artırılabilmesi için anaç hayvanların buzağılama sayısını artırmak ve doğan buzağıları hastalık ve zararlılardan korumak büyük önem taşıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre yetiştirici bölgesinde doğan, Bakanlık kayıt sistemlerine kayıtlı, programlı brusella, sığırların nodüler ekzantemi (LSD) ve şap aşıları yapılmış dört ay ve üzeri her buzağı için ilave 200 TL prim ödenerek toplamda buzağı desteği 750 TL’ye kadar çıkarılacak. Buzağılara yüksek teşvik vermek suretiyle, üreme programlarının yaygınlaştırılması, buzağı doğumlarının teşvik edilmesi ve doğan buzağıların hayatta tutulması hedefleniyor. Böylece, toplam anaç sığırlardan etkin sürü sağlığı ve yönetimi ile 600 bin baş ilave buzağı elde etme imkanı oluşacak.
UYGUN DÜVEYE HİBE
Mevcut hayvancılık işletmelerinin altyapılarının iyileştirilmesi ve ölçeğinin büyütülmesini hedefleyen hükümet, yetiştirici bölgelerinde hayvan sağlığı ve hayvan refahı standartlarına haiz, bölgenin coğrafi şartlarına uygun ahır ve ağıl yapımına yüzde 50 hibe desteği verecek. Et sığırcılığına uygun düve alımına yüzde 30 hibe desteği sağlanacak. Bu proje kapsamında, mera hayvancılığı yetiştirici bölge illerinde 2017’den itibaren üç yılda 250 bin baş, altyapısı uygun diğer illerde ise 100 bin baş olmak üzere, et verimi yüksek toplamda 350 bin baş gebe düve ülke sürüsüne katılmış olacak.
Yeni hayvancılık modeli ile küçükbaş hayvancılığı geliştirmek, et verimi yüksek sürüleri oluşturmak, toplam kırmızı et üretimi içerisinde koyun ve keçinin payını artırarak sığır etine olan baskıyı azaltmak için damızlık koç ve teke üretim merkezleri kurulacak. Buna göre bitki örtüsü ve mera yapısına daha elverişle 23 ilde damızlık koç ve teke üretim merkezleri hayata geçirilecek. Bu iller Afyonkarahisar, Ağrı, Antalya, Balıkesir, Bingöl, Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, Hakkâri, Iğdır, Kırklareli, Konya, Mardin, Mersin, Ordu, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak, Tekirdağ ve Van olacak.
Daha önce Başbakan Yıldırım tarafından 22 il olarak açıklanan damızlık koç ve teke üretim merkezlerinin kurulacağı il sayısı son olarak Bingöl’ün de eklenmesiyle 23’e çıkarıldı. Bu illerde ağıl-ahır yapımı ve alet ekipman ile canlı materyale yüzde 50 hibe verilecek. Damızlık koç-teke merkezlerinin kurulmasına yönelik gerekli mevzuat 2017 yılı bütçesinin kesinleşmesinin ardından yayımlanarak, başvurular alınacak. 2017 yılı içinde yatırımlar başlayacak.
Afyonkarahisar, Bitlis, Diyarbakır, İstanbul, Kayseri, Muş, Samsun ve Tekirdağ olmak üzere 8 ilde 250 baş kapasiteli damızlık manda üretim merkezleri kurulacak. Bu projede de ağıl-ahır yapımı ve alet ekipman ile canlı materyale yüzde 50 hibe verilecek. Bu merkezlerle, son yıllarda azalan manda sayısı artırılacak, manda damızlık ihtiyacı karşılanacak. Pazarda talep gören manda sütü, kaymağı, yoğurdu ve etinin üretimi de artırılacak. Damızlık manda merkezlerinin kurulmasına yönelik gerekli mevzuat 2017 yılı bütçesinin kesinleşmesinin ardından yayımlanarak, başvurular alınacak. Yatırımlar, gelecek yıl başlayacak.
ANLIK SÜT KAYIT SİSTEMİ
Hayvansal üretimde, üretim miktarının artmasıyla beraber, ürün kalitesi de artırılacak. Bunun için de et ve sütte birtakım adımlar atılacak. Bunlardan biri de anlık süt kayıt sistemi olacak. Bu sistemle üretilen süt ve süt kalitesi, toplanan ve sanayiye aktarılan süt anlık olarak takip edilecek. Süt üretici fiyatlarının referans fiyatın altına düşmesine müsaade edilmeyecek. Çiğ süt fiyatının düşmesi durumunda, Et ve Süt Kurumu aracılığıyla piyasaya müdahale edilecek. Nerede, ne kadar süt üretildiği izlenerek, kalite standardına göre süt pirimi ödenecek. Süt mamulleri ihracatı teşvik edilip, markalaşmaya verilen önem sürdürülecek.
Yeni dönemde ette kesim standardı ve karkas sınıflamasına geçilerek, üretici ve tüketici korunacak. Et kalitesi artırılacak. Kesilen hayvanın cinsiyeti ve karkas kalitesine göre derecelendirme yapılarak kaliteye göre fiyat oluşması sağlanacak. Büyükşehir sınırları içindeki hayvan barınaklarından ruhsat harcı alınmasına da son verilecek.
25 YILA KADAR KİRALANABİLECEK
Meralar, hayvancılık yapmak isteyenlere “ıslah etmeleri ve hayvancılık yapmaları” şartıyla kiraya verilecek, Mera, yaylak ve kışlakların kiralanmasında, öncelik hakkı, kiralamanın yapılacağı mera, yaylak ve kışlakların en yakın olduğu köy veya belediyede en az altı aydan beri ikamet eden ve hayvancılık yapan çiftçilere, o köy veya belediyede bulunan kooperatif, birlik veya tüzel kişiliklere ait olacak. Meralar 25 yıllığına kadar kiraya verilebilecek. Üç yıl içerinde 1 milyon hektar alanda ıslah amaçlı kiralama yapılması planlanıyor.
Kira bedeli, kiralanan mera, yaylak ve kışlaklar üzerine kurulacak tesis ve yapıların yerleri bu alanın kullanım bütünlüğü, bitki örtüsü, topografyası, konumu, taban suyu seviyesi, ulaşım durumu, alanın büyüklüğü gibi unsurlar dikkate alınarak mera komisyonunca belirlenecek. Meralarda güvenlik sorunu yaşanmaması için, her yıl yayınlanan il valilik genel emirleri doğrultusunda hareket edilmesine devam edilecek.
ARİ BÖLGE GENİŞLETİLECEK
Hayvan hastalıklarından ari bölgeler genişletilecek. Şu anda aşılı Trakya bölgesinin sahip olduğu arilik statüsü, kademeli olarak Türkiye geneline yaygınlaştırılacak. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Türkiye’de büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde önemli ekonomik kayıplara neden olan şap hastalığına yönelik yeni kontrol eylem planına göre, Trakya Bölgesi 2018 yılında “aşısız hastalıktan ari bölge” statüsüne, Batı Karadeniz, Güney Marmara ve Ege Bölgeleri ise 2019 yılında “aşılı hastalıktan ari bölge” statüsüne kavuşturulacak. 2023 yılına kadar da diğer tüm bölgelerin de aşılı arilik statüsü elde etmesi sağlanacak.
2017 yılından itibaren Batı Karadeniz, Güney Marmara ve Ege bölgesi, “Şap Hastalığından Korunmuş Bölge” olarak ilan edilecek ve tanımlanan bölgeye Bakanlıkça açıklanan kurallar dışında sevk edilen hayvanlar, tazminatsız olarak doğrudan kesime sevk edilecek. Tanımlanan bölgeye, bölge dışından yapılacak duyarlı hayvan sevklerinin kontrolü için 19 adet yol kontrol noktası oluşturulacak. Kurulacak Yol Kontrol Noktaları şöyle olacak:
Anamur-Gazipaşa arası, Karaman-Antalya, Akseki-Seydişehir, Beyşehir-Şarkikaraağaç, Senirkent-Karaadilli, Isparta/Burdur-Denizli-Sandıklı Kavşağı, Afyon-Banaz, Afyon-Kütahya, Eskişehir/Sivrihisar-Polatlı, Eskişehir/Sarıcakaya-Nallıhan, Kızılcahamam-Cankurtaran (Otoyol), Kızılcahamam-Gerede, Kızılcahamam-Çerkeş, Kalecik-Çankırı, Çankırı-Kırıkkale, Çorum-Çankırı, Çorum-Ilgaz, Çorum-Sinop ve Samsun-Sinop.
TAZMİNATLI OLARAK KESİME SEVK
Trakya’dan sonra Batı Karadeniz, Güney Marmara ve Ege bölgesinin de şap hastalığından korunması için alınan önlemleri desteklemek amacı ile bu alanda 2018 yılından itibaren şap hastalığına yakalanmış hayvanların tazminatlı olarak kesime sevk edilmesi kararı alınacak. Ariliği hedeflenen bölgede bulanan ve şap hastalığına karşı ilk defa aşılanan hayvanların bağışıklığını güçlendirmek için bir ay sonra yeniden aşılanmaları sağlanacak.
Hayvan nakillerin sağlıklı yürütülmesi için hayvan dinlendirme ve kontrol merkezleri kurulacak. Bakanlıktan alınan bilgiye göre öncelikle yurtiçi hayvan hareketlerinin yoğun olarak yapıldığı doğu-batı, kuzey-güney hattında bulunan karayollarının kesişme noktalarında ve sekiz saatlik süreye denk gelen 600-650 km’lik mesafe göz önüne alınarak Amasya, Ankara, Afyonkarahisar, Sakarya, Sivas, Eskişehir, Elazığ, Kayseri, Aksaray, Konya ve Adana illeri ile Avrupa’dan ithalat yolu ile Türkiye’ye gelen hayvanlar için ise Edirne ilinde kontrol ve dinlendirme istasyonu kurulması düşünülüyor.
İlk etapta hayvan nakillerin sağlıklı yürütülmesi için Afyonkarahisar, Amasya, Ankara-Polatlı, Edirne-Kapıkule olmak üzere dört ayrı noktada, hayvan dinlendirme ve kontrol merkezi kurulacak. Türkiye’de şu anda hayvan dinlendirme ve kontrol istasyonu bulunmuyor. Hayvanların Nakilleri Sırasında Refahı ve Korunması Yönetmeliği kapsamında evcil tek tırnaklılar, sığır cinsi hayvanlar, koyun ve keçi türü hayvanlar ek donanıma sahip olmayan araçlarla sekiz saatten fazla bir süre ile taşınamıyor. Ek donanıma sahip araçlar ile belirli sürelerde taşıma yapılabiliyor.
MALİYETİ 2 MİLYON TL
300 büyükbaş, bin küçükbaş hayvan kapasiteli bir dinlendirme istasyonu kurulması için yaklaşık olarak 2 bin metrekare barınak, 500 metrekare sosyal tesis ve idari bina olmak üzere 2 bin 500 metrekare kapalı alana ihtiyaç duyuluyor. Araçların park edileceği, dezenfeksiyon ünitesinin kurulacağı yaklaşık olarak 17 bin 500 metrekare açık alanla toplam büyüklük en az 20 bin metrekareye ulaşıyor. Dinlendirme ve kontrol merkezinin, meskun mahal dışında, çevresinde hayvancılık işletmesi bulunmayan, biyogüvenlik tedbirlerinin uygulanabileceği, yol güzergahı üzerinde, yönetmelik şartlarını sağlayan bir yerde kontrol ve dinlendirme istasyonu kurulması öngörülüyor. Piyasa verileri doğrultusunda 300 büyükbaş bin küçükbaş kapasiteli bir kontrol ve dinlendirme istasyonun maliyetinin yaklaşık 2 milyon TL olacağı hesaplanıyor.
HAVZA BAZLI ÜRETİMİ
Milli Tarım Projesi ile 2017 itibarıyla bitkisel üretimde “Havza Bazlı Üretime Dayalı Destekleme Modeli” hayata geçirilecek. Havza bazlı üretime dayalı destekleme modeli ile Türkiye 941 havzaya dönüştürülecek. Ürün deseni çıkarılan 941 havzada, stratejik açıdan önem arz eden 19 ürünün yetiştirilmesi desteklenecek. Buğday ve yem bitkilerini tüm havzalarda desteklenecek. Havza bazlı üretimde buğday ve yem bitkileri dışında desteklenecek diğer ürünler şöyle olacak: Arpa, çavdar, çeltik, dane mısır, tritikale, yulaf, kuru fasulye, mercimek, nohut, Aspir, yağlık ayçiçeği, kanola, kütlü pamuk, soya, çay, yağlık zeytin ve fındık.
Söz konusu ürünler, bilimsel olarak tespit edilen havzalarda ekilmesi halinde destekten yararlanabilecek. TMO da alımlarını bu düzenlemeye göre yapacak. Üretici kafasına göre değil, havzasına göre ekim yapacak. Havza bazlı üretim ile Türkiye üretim planlamasına geçecek. Arz açığı ve arz fazlası tartışmaları da büyük oranda ortadan kalkacak. Üretici neyi, nerde ekerse ne kadar destek alacağını önceden bilecek. Piyasalardaki fiyat dalgalanmalarını en aza inecek, fiyat istikrarına katkı sağlanacak.
ÜRÜN LİSTELERİ BELİRLENDİ
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, havza bazında desteklenecek ürünlerin dağılımını gösteren listeleri açıkladı. Havza bazlı destekleme uygulamaları kapsamında Türkiye’de arz açığı bulunan, stratejik ve bölgesel önem arz eden, insan beslenmesi-sağlığı ve hayvansal üretim açısından önem arz eden buğday, arpa, çavdar, çeltik, dane mısır, tritikale, yulaf, mercimek, nohut, kuru fasulye, pamuk, soya, yağlık ayçiçeği, kanola, aspir, çay, fındık, zeytinyağı ve yem bitkilerinden oluşan 19 ürün bazında değerlendirme yapıldı. Söz konusu ürünlerle ilgili olarak istatistiki veriler, ekim nöbeti, iklim, toprak ve topografya, su kısı verileri, il ve ilçelerdeki kamu, sivil topluk kuruluşları ve üniversitelerin teklifleri dikkate alınarak 1 milyardan fazla verinin yer aldığı karar destek sistemi sonucunda 941 havza ilçe bazında dağılımı belirlendi.
2017 sezonunda uygulamasına geçileceği bu model kapsamında desteklenecek ürünlerin dağılım listelerinin kooperatiflere, birliklere, odalara ve üreticilere duyurulmasıyla ilgili il ve ilçe müdürlüklerine talimat gönderildi.
MAZOT DESTEĞİ VERİLECEK
2017 üretim yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kaydını yaptıran üreticilere alan bazlı olarak yetiştirecekleri ürün dikkate alınarak mazot girdi maliyetinin yarısı destek olarak karşılanacak. Bundan faydalanmak için üreticinin ÇKS’ye kayıt olması ve kayıt esnasında üreteceği ürünün beyanı yeterli olacak ayrıca üreticilerden dilekçe istenmeyecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, mazot desteğinden tarlayı kim ekiyorsa onun yararlanacağını belirterek, desteğin arazisini kiralayan tarla sahibine verilmeyeceğini kaydetti.
Bakan Çelik’in verdiği bilgiye göre, 2018 yılı şubat ayında ödenmesi planlanan mazot desteğinin aynı yıl içinde ödenmesi için çalışma sürdürülüyor. Bu arada yeni modelde destekleme başvurularında bürokratik işlemler azaltılacak. Çiftçiler yılda tek başvuru yapacak. Destek ödemeleri Nisan-Mayıs ve Eylül-Ekim olmak üzere iki dönemde yapılacak.
5 MİLYON TON KAPASİTELİ DEPO
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) klasik depoculuktan çıkacak ve piyasaları düzenleyici rolünü daha etkin bir şekilde yürütecek. Havza bazlı destekleme modelinde destek kapsamında giren ve alımını yaptığı ürünlere müdahaleye devam edecek. O havzada ekilen, ancak destek kapsamına girmeyen ürünlere müdahale etmeyecek. Tarımda depolama sorununu kökten çözmek için lisanslı depoculuk ve ürün borsalarına ağırlık verecek. Alım yaptığı pek çok noktada lisanslı depoculuğu geliştirmek için öncelikle 1 milyon ton kapasiteli depo yapım ihalesi gerçekleştiren TMO, önümüzdeki süreçte ülke genelinde 5 milyon ton kapasiteli depo yapımı hedefliyor. Bu sayede TMO’nun yaklaşık 300 noktada bulunan işyerleri, yüksek kapasiteli kapalı depolar yaptırılarak toplulaştırılacak ve piyasalar daha aktif yönetilecek.
184 OVA SİT ALANI İLAN EDİLECEK
Toprakları korumak için 184 ova sit alanı ilan edilecek. Buralara çivi dahi çakılamayacak. Arazi toplulaştırma çalışmalarına hız verilecek, 7 milyon hektar arazinin toplulaştırması 2023’e kadar bitirilecek. Arazi toplulaştırma ve sulama işleri tek elden yürütülecek. Tarıma elverişli her karış toprak ekilecek. İhtilaflı, hisseli ya da göç gibi sebeplerle ekilemeyen tarım arazilerini ekip, kiraları mülk sahiplerine verilecek. Veteriner, ziraat mühendisi, teknikerler sahada olacak. İşletme Bazlı Danışmanlık Sistemi ile Türkiye’de bulunan 3 milyon tarımsal işletmenin her birinin bir danışmanı olacak. Her işletmeden sorumlu bir ziraat mühendisi veya veteriner hekim görevlendirilecek. Kamu-özel sektör işbirliğiyle yerli tohum çeşitleri geliştirilip, Türkiye tohumda kendi kendine yeter seviyeye getirilecek. Su ürünleri dahil tüm biyolojik çeşitliliğin korunması için gösterilen hassasiyet artarak devam edecek.
Büyükbaş hayvan sayısı 14.1 milyon
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre, son yıllarda verilen destekler, sübvansiyonlu krediler ve uygulanan projeler sonucu Türkiye’nin hayvan varlığı artış gösterdi. Büyükbaş hayvan sayısı 14.1 milyona, küçükbaş hayvan sayısı ise 41.9 milyona ulaştı. Bununla birlikte ıslah programları ile beraber sürü kompozisyonunda dönüşüm sağlandı. Toplam sürü içerisinde kültür ırkının oranı yüzde 18’den yüzde 45’e, kültür ırkları ve bunların melezlerinin oranı ise yüzde 86.6’ya yükseldi. Sürüdeki bu dönüşüm, et ve süt üretimini artırdı. Kırmızı et üretimi 1.15 milyon ton, süt üretimi de 18.5 milyon tona ulaştı. Türkiye, AB ülkeleri içerisinde sığır etinde üçüncü, keçi etinde birinci, koyun ve kanatlı etinde ikinci sırada yer aldı.
Hayvancılık projelerine 315 milyon TL
Bakanlar Kurulu Kararı ile 2016, 2017 ve 2018 yıllarında üç yıl süreyle uygulanacak Genç Çiftçilerin Desteklenmesi Projesi kapsamında bu yıl 15 bin genç çiftçi için 450 milyon TL ödenek ayrıldı ve ödeneğin yüzde 70’ini oluşturan 315 milyon TL hayvancılık projelerine tahsis edildi. Hayvancılıkta hak sahibi olan her bir genç çiftçiye 30 bin TL hibe ödemesi karşılığı ayni yardım yapılacak. Proje kapsamındaki 8 bin 500 genç çiftçinin her birine altı baş olmak üzere 8-13 aylık yaşta 51 bin baş sığır, 2 bin genç çiftçinin her birine ise 40 baş (38 baş koyun 2 baş koç) olmak üzere toplam 80 bin baş koyun Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından temin edilerek 31 Aralık 2016 tarihine kadar dağıtımı tamamlanacak.
Kırsal Kalkınma Destekleri Kapsamında Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ve Genç Çiftçilerin Desteklenmesi Tebliğ ile TİGEM’e hayvan tedariki görevi verilen proje kapsamında yurtdışından temin edilen sığırların dağıtımına başlandı, yurtiçinden tedarik edilen 20 bin 240 baş koyun dağıtımı gerçekleştirildi. Proje kapsamında 2017 ve 2018’de dağıtılacak hayvan sayıları, proje için belirlenecek bütçe ve piyasadaki birim hayvan fiyatlarına göre değişkenlik gösterebilecek.
Tarımsal hasılada 11 milyar TL’lik artış sağlanacak
Havza bazlı destekleme modelinin uygulamaya geçmesiyle üreticiler hangi ürünün havzasında desteklendiğini bilecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre üretici destekleme tutarını üretime karar vermeden önce öğrenecek, arz fazlasından kaynaklanan fiyat dalgalanmalarından en az düzeyde etkilenecek. Destekleme başvurusunda daha az bürokratik işlemle karşılaşacak, desteklemelerden faydalanan üretici sayısı ve alan miktarı artacak, üretimden daha fazla gelir elde edecek. Modelin uygulamaya geçmesiyle Türkiye’de tarımsal hasılada başlangıçta 11 milyar TL’lik artış sağlanacak. Tarımda planlı üretime geçilecek, tarım alanlarının daha etkin kullanılması sağlanacak, tarımsal üretimde ekolojik denge ve gıda güvencesi sağlanacak, sağlıklı bir tarım envanteri oluşturulacak, kaliteli üretim yapılarak dünya piyasalarında söz sahibi olunacak.
Tarım destekleri 12.8 milyar TL
2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasa Tasarısı’na göre bütçeden tarıma ayrılan kaynak 2017 yılında yüzde 21.5 artışla 30.9 milyar TL’ye çıkarıldı. Bütçede tarımsal destek programları için ayrılan kaynak 12.8 milyar TL’ye yükselirken, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları ve tarımsal KİT’lerin finansmanı için ayrılan kaynak 5.1 milyar TL oldu. Başta sulama olmak üzere yapılacak yatırım harcamaları için bütçeden 10.3 milyar TL kaynak ayrılırken, yem ve gübrede KDV’nin kaldırılmasıyla çiftçiye yıllık yaklaşık 2.7 milyar TL’lik kaynak aktarılmış olacak.
Tevfik KESKİN / Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı
“Tarımda plansız üretim hüsrana neden oluyor”
Milli Tarım Projesi, üreticinin beklentilerini karşılıyor. Altyapısının iyi oturtulması halinde hayvancılığa, bitkisel üretime ve ülke ekonomisine katkı sağlayacağını düşünüyorum. Tarım sektöründe plansız ve programsız üretim hüsrana neden oluyor. Arz talep dengesizliği yaşanabiliyor. O nedenle yeni modelle planlı üretime geçilmesini çok önemsiyorum. Model, kamuoyunun uzun süredir beklediği düzenlemeler içeriyor. Özellikle süt üretiminin kayıtlı, planlı ve kaliteli olması lazım. Bunun önü açılıyor. Anlık süt kayıt sistemi kurulacak. Nerede, ne kadar süt üretildiği izlenerek, kalite standardına göre süt pirimi ödenecek. Ulusal Süt Konseyi’nce uzlaşılan fiyatın altında çiğ süt satışına müsaade edilmeyecek. Çiğ süt fiyatının düşmesi durumunda, Et ve Süt Kurumu aracılığıyla piyasaya müdahale edilecek. Bu kararlar çok önemli. Süte müdahale, fiyatın belli düzeyde artması demek. 2014 temmuzdan beri süt para etmiyor. Planlama olduğunda süt üreticileri de rahat edecek. Bütün bu sistemin ana çerçevesi, önümüzdeki günlerde yürürlüğe girecek düzenlemelerle netleşecek.
Fazlı YALÇINDAĞ / Kasaplar Federasyonu Başkanı
“Besicilik fason üretim gibi yapılıyor”
Türkiye’de besicilik fason üretim gibi yapılıyor. Yemi yemciden, hayvanı Kars’tan veya başka şehirden ya da yurtdışından ithal ediyoruz. Hayvanları altı ay besliyor, ardından satıyoruz. Altı ay sonra yine aynı telaşa düşüyoruz. Sektör temsilcileri olarak bizim bugüne kadar hazırladığımız raporların hepsinde besicilerin en azından ihtiyaçlarının bir bölümünü üretmeleri gerektiğini ifade ettik. Şimdi en yetkili ağızlardan, bunları duymak bizi mutlu etti. Bitkisel üretim ve hayvancılık ayağıyla, emek verip hazırlanmış bir proje. Dünyada et üretimi, üretilen etin ticarete konu olan kısmı belli. Biz en seri bir şekilde kendi kendimize yetecek hale gelmeliyiz. Bu yönde çalışmalar vardı, ivme kazanması bizi mutlu etti. Yeni modelde, alınacak hayvanın bile yarısını devlet verecek. Model tamamıyla değil, yüzde 30 bile başarıya ulaşsa yine de önemli. Türkiye her sene 400-500 bin baş erkek dana ithal ediyor. Bunun ne kadarını kendi imkanlarımızla üretebilirsek, o kadar iyi. Ette kesim standardı ve karkas sınıflamasına geçilmesi, meraların hayvancılığa tahsis edilmesi çok önemli kararlar.
Yavuz AYDEMİR / Ağrı Ziraat Odası Başkanı
“Hayvancılık ve mazot destekleri devrim niteliğinde”
Milli Tarım Projesi’nin üreticiye yansıması olumlu olacak. Proje ile Cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında başlatılan kalkınma seferberliğinin, şu anda tarımda başlatıldığına inanıyorum. Milli Tarım Projesi çerçevesinde açıklanan özellikle hayvancılık ve mazot destekleri devrim niteliğinde. Türkiye’nin en büyük mera arazisine sahip, tek ve en büyük geçim kaynağı hayvancılık olan Ağrı, mera hayvancılığı yetiştirici bölgesi olarak ilan edildi. Proje ile et sığırcılığına uygun 200 başa kadar düve alımına yüzde 30 hibe ile aşıları yapılmış dört aylık buzağı için 750 TL destek verilecek. Meralar, hayvancılık yapmak ve ıslah etmek şartıyla uzun süreli kiralanacak. Yem çok pahalı. Bu nedenle meraların çiftçiye kiralanması, üreticinin maliyetlerini azaltma noktasında önemli bir adım olacak. Damızlık üretim merkezlerine ahır ve ağıl yapımına damızlık hayvana ve alet ekipman alımına yüzde 50 hibe verilerek, üretici teşvik edilecek. Bu zamana kadar tarım sektörünün sorunlarını çözmek için aspirin veriliyordu. Şimdi ise hasta ameliyata alındı. Tarımda yeni bir dönem başlayacak.
Şemsi BAYRAKTAR / Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı
“Her üründe arz talep dengesi kurulabilecek”
Milli Tarım Projesi’nin en önemli unsuru destekleme sistemini değiştirmesi. Her üründe arz talep dengesi kurulabilecek, üretilen ürünlerin pazarlaması konusundaki sıkıntılar giderilecek. Bu durum hem üretici gelirlerine hem de fiyatlara istikrar getirecek. Bu projeyle toplulaştırma ve sulama işi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda olacak. Tarıma elverişli her karış arazinin ekilmesiyle üretim açığı ürünlerin yeterliliğe kavuşması yanında ihracatları da mümkün olabilecek. Tarım sektörüne dönüşler başlayacak. 184 ovanın SİT ilan edilmesi fevkalade önemli bir tarımsal politika ayağı. Diğer yandan tarımın en önemli girdilerinden mazotta yarı yarıya desteklenme kararı tarımsal üretimin devamlılığı açısından önemli. Çünkü çiftçi girdi fiyatlarının yüksekliği nedeniyle mazot kullanımını kısıtlayabiliyor. Desteklerin ekimde ve hasat zamanında ödenmesi ise üretimde yapılan masrafların zamanında karşılanmasını ve borçların döndürülmesini sağlayacak, çiftçinin likiditesi artacak, tarımsal üretime katkı sağlanacak. Hayvancılıkta esas itibarıyla yerli üretimi desteklemek amacıyla damızlık üretim merkezlerinin kurulmasının amaçlanması, Et ve Süt Kurumu’nun süt fiyatlarına etkin bir şekilde müdahale edecek olması, hayvancılıkta hastalıktan ari bölgelerin yaygınlaştırılacak olması hayvancılık açısından önemli.
Kırsal kalkınma hibe tutarları belirlendi
Kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının oluşturulması, kırsal ekonomik altyapının güçlendirilmesi, tarımsal faaliyetler için geliştirilen yeni teknolojilerin üreticiler tarafından kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla yapılacak yatırımlara yönelik hibe tutarları belirlendi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın tebliğine göre kırsal ekonomik altyapı yatırım konularında, kırsal turizm yatırımları, çiftlik faaliyetlerinin geliştirilmesine yönelik altyapı sistemleri, el sanatları ve katma değerli ürünler, bilişim sistemleri ve eğitimi hibe desteği kapsamında değerlendirilecek.
Hibeye esas proje tutarı alt limiti en az 30 bin TL olacak, bu limitin altındaki başvurular kabul edilmeyecek. Hibeye esas proje tutarının yüzde 50’sine hibe yoluyla destek verilecek. Diğer yüzde 50’si oranındaki tutarı başvuru sahipleri temin edecek. Ekonomik yatırım konularında hibeye esas proje tutarlarının üst limit ise sektörlere göre 1 ile 2 milyon TL arasında değişiklik gösterecek. Üst limit, hayvansal ürün, su ürünleri ve gübre işlenmesi paketlenmesi ve depolanmasına yönelik yatırımlar ile yenilenebilir enerji kaynakları kullanan yeni seraların yapımına yönelik yatırımlar için 2 milyon TL, soğuk hava deposu, çelik silo yapımına yönelik yeni yatırımlar ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliğine yönelik sabit yatırımlar için 1.5 milyon TL, mantar, küçükbaş ve su ürünleri yetiştiriciliğine yönelik sabit yatırımlar için ise 1 milyon TL olacak.
Para Dergisi