YÖK Başkanı Saraç’ın, Türk yükseköğretim sisteminde ilkleri barındıran yasaya ilişkin değerlendirmeleri:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/04/20200417-1.htm
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, “Meclisimizden geçen yükseköğretim ile ilgili maddeler aslında sistemin gittikçe daha sağlam bir zemine oturduğunun göstergesi. Pek çok alanda ilkler ve iyileştirmeler barındırıyor. Bu süreç, elbette devam edecek.” dedi.
Saraç, TBMM Genel Kurulu’nda dün kabul edilerek yasalaşan Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Düzenlemenin 2016’da YÖK’ün önerileriyle Üretim Reform Paketi içinde yasalaşarak hayata geçen ve kamuoyunun bütününde olumlu karşılanan değişikliklerden sonra yükseköğretimle ilgili yapısal değişiklikler barındıran ikinci yasa paketi olduğunu ifade eden Saraç, ilk yasa paketinin ana esasları arasında bağımsız Kalite Kurulunun kurulması, YÖK’ün yetki devri süreçlerini ve üniversite-sanayi ilişkisini yasal zemine kavuşturmak, kontenjanların paydaşlarla birlikte katılımcı bir şekilde belirlenmesine imkan tanımak ve devlet üniversitelerine hareket serbestisi getirmek gibi pek çok önemli konunun bulunduğunu aktardı.
İkinci yasa paketinde de aynı şekilde radikal değişikliklerin söz konusu olduğuna işaret eden Saraç, “YÖK’ün yetki devri ve yetki paylaşımı süreci bu pakette de sürmektedir. Bu bağlamda, üniversitelerdeki bazı ücretlerin belirlenmesi yetkisinin üniversitelere devri, ayrıca mali güçlük sebebiyle üniversitelerin faaliyet izninin kaldırılması noktasında YÖK’ün yetkilerini başkaca kurumlarla paylaşması ve bu konudaki etkisinin sınırlandırılması bunlardan bazıları.” diye konuştu.
Yasa paketinde vakıf üniversiteleriyle ilgili toplumun ve bu üniversitelerde çalışan öğretim elemanlarının beklentisini karşılayan maddelerin de bulunduğunu bildiren Saraç, şöyle devam etti:
“Son dönemlerde bazı vakıf üniversitelerinin kötü uygulamaları dolayısıyla vakıf üniversitelerinin ticarethane şeklinde değerlendirilmelerine yönelik oluşan olumsuz algıyı ortadan kaldırmak için bazı düzenlemeler de bu pakette yer alıyor. Vakıf üniversitelerinin YÖK kararıyla öğrencilerinin yüzde 10’unu burslandırdığı malum. Bu oran, şimdi yasa güvencesiyle yüzde 15’e çıkarılıyor. Dolayısıyla vakıf üniversitelerinde ücretsiz okuyan öğrenci sayısı geçen seneye göre yaklaşık 10 bin daha artacak. Bu, sosyal devlet anlayışı ve vakıf mantığıyla uyuşan ve öğrencilerimizi sevindirecek bir düzenleme.
Aynı şekilde vakıf üniversitelerinde çalışan 23 bini aşkın öğretim elemanı için güzel bir haberimiz var. Vakıf üniversitelerinde çalışan öğretim elemanlarına ödenen ücretin devlet üniversitelerinde çalışan emsallerinden daha düşük olamayacağı şeklinde bir düzenleme de bulunuyor. Diğer taraftan vakıf üniversitelerimizdeki yaklaşık 15 bine yakın öğretim üyesi de devletteki uygulamayla ilişkilendirilmiş belli bir yıl şartına bağlı olarak yeşil pasaport alabilecekler. Bu son 2 madde, uzun zamandır vakıf üniversitelerinde çalışan hocalarımızın beklentisiydi. Şimdi bu da gerçekleşmiş oluyor.”
Saraç, düzenlemeyle ayrıca vakıf üniversiteleri için teminat fonunun getirildiğine işaret ederek, “Bu, aslında yurtdışında çok önemli üniversitelerin uyguladığı, o üniversitenin güvenilirliğini de gösteren bir ölçüt. Öğrenci gelirlerinin cüzi bir miktarı, vakıf üniversiteleri mali açıdan sürdürülemez hale geldiklerinde kamu bakımından doğacak yükün engellenmesi, öğrencilerin eğitimlerinin kesintiye uğramadan tamamlatılmasında kullanılmak amacıyla bir kamu bankasında kendi adına açılan hesapta nemalandırılacak.” bilgisini aktardı.
– Tezli yüksek lisans yapma kriteri getirildi
YÖK Başkanı Saraç, yasa paketinde eğitim ve öğretimin kalitesini yükseltmeyi amaçlayan maddelerin de bulunduğunu bildirdi.
Öğretim görevliliği için bazı özel alanlar hariç olmak üzere, tezli yüksek lisans şartı getirildiğini belirten Saraç, “Bu da kalite çıtasını yükseltmek için atılan bir adım. Aslında bütün kademelerde kriterlerin yükseltilmesi gerektiğini de burada ifade etmek isteriz.” dedi.
– Doktoralı araştırmacıların ücretleri artırılıyor
Yasayla devlet yükseköğretim kurumlarında yalnızca Ar-Ge faaliyetlerinde bulunmak veya öğretim üyelerinin yürüttükleri Ar-Ge kapsamındaki projelere yardımcı olmak için istihdam edilen doktoralı araştırmacılara ödenecek ücrete esas gösterge rakamının 40 binden 60 bine yükseltileceğini belirten Saraç, “Üniversitelerde yapılan Ar-Ge kapsamındaki projelerde istihdam edilecek doktoralı araştırmacıların ücretlerinin artırılması, ülkenin araştırma kapasitesini ve araştırmaların kalitesini artıracaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
– “Ulusal ve uluslararası ortak projelere katılımı önündeki engeller kaldırılıyor”
Saraç, düzenlemede bulunan bir maddeye ilişkin, “Üniversitelerin kamu kaynağı dışında da fon alabilmeleri için ulusal ve uluslararası ortak projelere katılımı önündeki engeller kaldırılıyor ve bu projelere katılım teşvik ediliyor. Önümüzdeki dönemde devlet üniversitelerimiz daha fazla proje alabilecek, ülkemiz uluslararası fonlara verdiğinin çok azını aldığı bir ülke olmaktan inşallah çıkacaktır.” diye konuştu.
– “Birlikte iş yapma modeli geliyor”
Yeni YÖK olarak önem verdikleri bir konunun da Türk yükseköğretim sistemine birlikte iş yapma modelini kazandırmak olduğunu vurgulayan Saraç, şöyle devam etti:
“Bu noktada da önemli bir adım atılıyor. YÖK, ilaç, aşı, tohum gibi stratejik projelerde birden fazla üniversitenin katılımıyla ortak araştırma merkezi kurabilecek. Stratejik önem taşıyan bu projelerin desteklenmesi için alanında temayüz etmiş birden daha fazla üniversitenin güç, bilgi ve tecrübelerini birleştirebilecekleri ortak araştırma merkezleri kurulması öngörüldü. Bu model Türkiye için ilk defa uygulanacak. Bilindiği üzere önümüzde başta aşı, ilaç ve tohum gelmek üzere akademide yapmamız gerekenler, atmamız gereken adımlar var. Her üniversitemiz aynı konularda ayrı ayrı çalışmakta, kamu kaynakları planlı ve hedef odaklı harcanamamakta, ortaya on binlerce bilimsel araştırma projesi çıkmakta fakat ülkemiz için bunların somut çıktıları az olmaktadır. Artık ulusal ölçekte belli bir konuda temayüz eden üniversitelerimizin birlikte iş yapacakları, birden fazla üniversitemizin insan kaynaklarını, laboratuvarlarını, ekipmanlarını birlikte kullanabilecekleri bir modeli Türkiye’ye kazandırıyoruz inşallah.”
– “Doçent adayları için kısıtlar kaldırıldı”
YÖK Başkanı Saraç, yasa paketinde doçent adayları için de güzel bir düzenlemenin yer aldığını kaydetti.
Doçentlik sınavlarının yılda ikiden fazla yapılmasını engelleyen kısıtın ortadan kalktığına işaret eden Saraç, “Artık doçent adaylarının başvuru bekleme süreleri daha da kısalacak. Ayrıca doçentlik süreçlerini hızlandırmak maksadıyla dijital imkanlardan yararlanmak da bu yasal düzenleme ile mümkün olacak.” dedi.
– “Doktoralı herkes ders verebilecek”
Saraç, pakette öğretim elemanları için başka iyileştirmelerin de söz konusu olduğunu belirterek, “Doktorası olan uzman, çevirici, eğitim öğretim elemanlarına da ders verebilme imkanı tanınıyor. Yani üniversitede doktoralı olan herkes artık ders verebilecek.” bilgisini paylaştı.
– 50/d kapsamındaki araştırma görevlilerine yönelik düzenleme
Yekta Saraç, ayrıca 50/d kapsamındaki araştırma görevlilerinden yüksek lisans yapan 5 bini aşkın öğrenci için de sevindirici bir düzenlemenin yapıldığını vurgulayarak, “Yüksek lisans eğitimini tamamlamış olanların alanıyla ilgili doktora veya sanatta yeterlilik eğitimlerine başlamaları için bir süre gerekmekte. Öğrencilerimizin bu süreç esnasında mağdur olmalarını engellemek için kadrolarıyla ilişiklerinin 6 ay daha devam etmesi öngörüldü.” dedi.
– Doktora bursları için yeni kaynak
YÖK Başkanı Saraç, yasada yer alan bir başka düzenlemeyi de şu sözlerle anlattı:
“Açıköğretim fakültelerinde gelir fazlası olan miktarın belli bir kısmı doktoralı insan kaynağı yetiştirilmesine harcanacak. Diğer bir ifade ile önümüzdeki yıl daha fazla öğrencimize ülkemiz için öncelikli alanlarda doktora bursu vereceğiz. Bu da doktora yapmak isteyen öğrencilerimiz için güzel bir haber.”
– Disiplin hükümleri yeniden düzenlendi
Yasa ile disipline ilişkin hükümlerin de yeniden düzenlendiğini aktaran Saraç, “Mevcut disiplin mevzuatına göre suç kabul edilen bazı eylemler suç olmaktan çıkarıldı, bazılarının da cezaları hafifletildi. Ağırlaştırma sadece intihal kapsamındaki suçlar ile sınırlı kaldı. Dolayısıyla akademinin ruhuyla daha fazla uyumlu bir disiplin mevzuatı getirildi.” diye konuştu.
– “Süreç devam edecek”
YÖK Başkanı Yekta Saraç, “Meclisimizden geçen yükseköğretim ile ilgili maddeler aslında sistemin gittikçe daha sağlam bir zemine oturduğunun göstergesi. Pek çok alanda ilkler ve iyileştirmeler barındırıyor. Bu süreç, elbette devam edecek.” değerlendirmesinde bulundu. Saraç, konuya ilişkin şöyle konuştu:
“Bu maddelerin özü, YÖK’ün yetki devri ve paylaşımı sürecinin devam etmesi, vakıf üniversiteleri ile ilgili toplumun beklentilerinin önemli bir kısmının karşılanması, eğitim öğretimde kalite ile ilgili düzenlemeler, Ar-Ge ile ilgili düzenlemeler, üniversitelerin ilaç, aşı, tohum, yüksek teknoloji gibi stratejik alanlarda birlikte iş yapma modelini getirmesi, öğretim elamanları ile ilgili iyileştirici düzenlemelerdir.
YÖK olarak bu yasal düzenlemelerin alt düzenlemeleri için hızlı bir şekilde çalışmaya başlıyoruz. Türk yükseköğretimini yöneten kişiler olarak gerçekten mutlu ve umutluyuz. Türk yükseköğretimi, tedrici bir şekilde yeniden yapılandırılıyor. YÖK, artık yükseköğretim kurumlarına daha az müdahale eden, yükseköğretimde ulusal ve uluslararası politikalar yürüten, ülkemizin ihtiyaç duyduğu alanlarda yeni projeleri hayata geçiren, dijital dünyaya ayak uyduran, enerjisini yeni ve yenilikçi girişimlere veren bir kurum olma yolunda ilerliyor.”
– “Bu destek yükseköğretimde adalet, fırsat eşitliği, liyakat ile ilgili daha fazla sorumluluk yüklüyor”
Saraç, yasama sürecinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle sonuçlanacağını belirterek, “Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımıza bu sürecin başından itibaren eksik olmayan destekleri için şahsım, Yükseköğretim Kurulu ve üniversitelerimiz adına teşekkür etmek isterim. Kendilerinin bizlerden sürekli daha iyiyi isteyen, cesaret gerektiren her adımımızda arkamızda duran, her projemizi heyecanımıza ortak olarak destekleyen, ülkemizin kalkınmasında üniversitelerimizin rolünü ve bilim insanlarımızın kıymetini bilen tutumu bizler için gerçekten önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
Başkan olduğu gün yükseköğretimin toplumda ayrışma noktası değil uzlaşı noktası olması için çalışacaklarını beyan ettiğini hatırlatan Saraç, şunları kaydetti:
“YÖK 100/2000 dahil verilen binlerce bursumuz, gerçekleştirdiğimiz projelerimiz, araştırma üniversitelerini, bölgesel kalkınma odaklı üniversitelerimizi seçme süreçlerimiz sürekli liyakat ve adalet üzerinde yürüdü. Yükseköğretimimiz için yeni ve yenilikçi açılımlar getiren bu yasal düzenlemelere Meclisimizin geniş bir mutabakat ile verdiği desteğin arkasında bu tutumumuzun fark edilmesinin payı olduğunu sanıyorum. Vekillerimizin verdiği bu destek yükseköğretimde adalet, fırsat eşitliği, liyakat ile ilgili daha fazla sorumluluk yüklenmemizi gerektiriyor.
Kanun teklifinin geniş bir mutabakat ile meclisimizde yasalaşmasından ötürü her bir milletvekilimize ayrı ayrı teşekkür ederim.
İnşallah Sayın Cumhurbaşkanımız ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin güvenini boşa çıkartmayacağız.”