ABD’de yıllar boyu damping davalarıyla karşı karşıya kalan Türk çeliğine son darbe Başkan Donald Trump’tan geldi.
Trump, kendisine ithalatı kısıtlama yetkisi veren ve 55 yıldır hiçbir başkanın kullanmadığı ‘Section 232’ yasasını tozlu raflardan indirdi. Trump’ın bu hamlesine karşılık Avrupa Birliği’nden, ‘Biz de Tennessee burbonuna ek vergi koyarız’ resti geldi.
AMERİKA’yı yeniden harika hale getirme vaatleriyle başkan seçilen Donald Trump, bu doğrultuda aldığı kararlarla uluslararası ticareti adeta vuruyor.
Ticaret açığı verdiği her ülke ve ürün için kendi ülkesinde üretim isteyen, gümrük vergilerini artıran Trump’ın son bombası Türk çeliği için oldu.
Dünyanın en kaliteli çeliği olan Türk çeliğine karşı Trump, 1962 Ticaret Anlaşması’nın yayınlandığı yıldan bu yana kullanılmayan ‘Section (Bölüm) 232’ yasasını tozlu raflardan indirdi. Bu yasa ABD başkanına eğer milli güvenliği tehdit ediyorsa ithalatı kısıtlama yetkisi veriyor.
Yıllar boyunca kaliteli Türk çeliği, türlü sıkıntılar yaşadığı ve damping davalarıyla karşı karşıya kaldığı ABD’de şimdi de ulusal güvenliğe tehdit suçlamasıyla karşı karşıya. Yasa uyarınca önce çelik ithalatına ilişkin soruşturma açıldı ve en fazla 270 günde tamamlanacak.
Trump, nisanda kararını dünyaya duyurduğu an uluslararası ticarette büyük tepkiyle karşı karşıya kaldı. Öyle ki savunma örgütü NATO toplantısında bile Trump’ın ticareti engellemesinin sebebi milli güvenlik olduğu için çelik ticaretine önlem konulursa karşılığının verilmesi tavsiye kararı çıktı. G20 toplantısında ise ABD ve Avrupa Birliği yetkilileri restleşti. AB yetkilileri şayet Trump kısıtlamayı çelik için getirirse ABD’den ithal burbona (viski) ek vergi koyacağını açıkladı. ABD’nin AB’ye içki ihracatının yüzde 20’sini burbon oluşturuyor , bu da yaklaşık 130.8 milyon dolar ediyor.
DTÖ KURALLARINA AYKIRI
İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Bölümü Yardımcı Doçent Pınar Artıran, uluslararası ticarette Trump’ın son hamlesini Hürriyet’e değerlendirdi. Artıran, Türkiye’nin yıllardır en büyük sıkıntısının çelik olduğunu ve bugün de Trump ile beraber daha sıkıntılı günlerin geldiğini belirterek, şöyle konuştu: “Türk çeliği dünya üzerindeki en kaliteli çeliklerden biri. Çin de büyük bir üretici. Aşırı üretimi var ama Türk çeliği ile karşılaştırıldığında bizimkisi son derece kaliteli. ABD’de de çelik üretimi var. Türk çeliğini ABD piyasasına sokarken ABD sürekli ekstra vergi uygulamak istiyor. Ama bu DTÖ kurallarına aykırı. Bu yüzden sürekli Türk çeliğinin damp yani teşvik edildiğini iddia ediyorlar. Amerikan piyasasında Türkiye’nin çelik sektörüne teşvik verdiğini iddia ediyorlar ve bizim çeliğimiz üzerinde ek vergi koyuyorlar. Soruşturma açıyorlar.” Bunların yanı sıra şimdi Trump’ın, ABD’li çelikçileri güçlendirmek için tozlu raflardan ‘Section 232’yi indirdiğini vurgulayan Artıran, “Hiçbir ABD başkanının aklına gelmemiş gibi Trump hükümetinin aklına geldi ve çelik için kullanmaya başladılar. Son 1 aydır uluslararası ticarette müthiş protesto var” açıklamasını yaptı.
ABD Başkanı Donald Trump, Section 232’yi devreye sokmak için yaptığı açıklamada yıllardır ucuz ticaret kanunlarının Amerikan çelik şirketlerini yaraladığını savunmuştu. Trump ABD’yi ucuz çelik selinden arındırıp kepenklerin kapanmasına ve yaygın işten çıkarmalara yol açan kuşatmanın aşılacağını söylemişti. Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker ise ‘savaş modu’nun başladığını dile getirmişti.
İLK KEZ HEMEN MİSİLLEME GELDİ
PINAR Artıran, AB’nin çok enteresan şekilde ilk defa bir NATO toplantısında bundan 2 hafta önce konuyu gündeme getirdiğini belirterek şunları söyledi: “Nihayetinde NATO toplantısında uluslararası güvenlik konuları tartışılır uluslararası ticaretten tartışılmaz. Ama Trump hükümeti uluslararası ticareti milli güvenlik sebebiyle kısıtlama faktörünü kullandığı için NATO toplantısının gündemine de girdi. AB üyeleri oy birliğiyle dediler ki ABD hükümeti milli güvenlik sebebiyle çelik ithalatına böyle bir önlem koyarsa biz de karşılığını vereceğiz. Dolayısıyla NATO toplantısından bir tavsiye kararı çıktı, hiç olacak şey değil. Geçen hafta sonu G20 toplantılarında orta yol aradılar. AB ülkeleri dediler ki eğer ABD bu ithalat yasağını getirirse hemen misilleme uygulayacağız. Aslında AB, ABD’den çok fazla çelik satın almıyor ve aldığı bir şey üzerinden yaralamak lazımdı. Bu nedenle de Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker da eğer Trump kısıtlama getirirse ABD’den ithal ettiğimiz viskiye ekstra vergi koyacağız dedi. Bu yapılması gereken uluslararası ticarette olan bir uygulama.”
TÜRK ÇELİKÇİ DAVA AÇTI
DTÖ’nün görüş aldığı 3 kadın akademisyenden biri olan Pınar Artıran, geçen ay ABD’nin Türk çeliğine karşı durmaksızın yaptığı soruşturmalara karşılık dava açtığını vurgulayarak “Türk çeliğine haksız yere ekstra vergi uyguluyor ABD ve Türk çelikçisi DTÖ nezdinde davasını açtı. Türk hükümetinin teşvik vermediğini kanıtlamak için şimdi öncelikle hakem heyeti oluşturuluyor. Artıran bu soruşturmanın 6-9 ay içinde karara bağlanacağını belirterek “Çok önemli bir karar olacak. Türk çeliği son derece piyasa rekabet koşullarına uygun olan ama mağdur olmuş bir endüstrimiz. Türkiye lehine karar çıkar ise bundan sonraki kararlara da örnek teşkil edecektir ve ABD’ye de bir uyarı olacaktır” dedi.
TENNESSEE VİSKİSİ (BURBON) NEDİR?
Amerika’da üretilen viskiye her viskiye burbon deniliyor. Yapımında işleme giren tahılın yüzde 51’inin mısır olması şart. Burbon üretimi ABD eyaletlerinin önemli geçim kaynakları arasında. Bir araştırmaya göre burbon üretimi yıllık olarak Kentucky’ye 166 milyon dolar vergi geliri sağlıyor ve endüstri, yaklaşık 17.500 kişi istihdam ediyor.
SECTİON 232 NEDİR?
ABD Başkanlığını John F. Kennedy’nin dönemindeki 1962 Ticaret Yasası’nın uzmanlara göre ‘belirsiz’ bir bölümü olan Section 232, ABD Başkanı’na Kongre’nin onayına gerek duyulmaksızın önlem almasına imkân sağlıyor. Son 54 yılda ABD başkanları Section 232 maddesini yani ithalatın milli güvenliğe tehdit oluşturduğu gerekçesiyle kısıtlama yetkisini ABD başkanına verme uygulamasını sadece 5 kez kullandı. Bunlardan sonuncusu 2001 yılında Bush’un yine çelik ithalatı için yaptığı başvuruydu ki bu soruşturmada ABD’nin ulusal güvenliğine tehdit bulunamadı.
Şebnem Turhan/Hürriyet