Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve İtalya’nın eski başbakanı ve Avrupa Merkez Bankası (AMB) eski Başkanı Mario Draghi, 16 Eylül 2025 tarihinde, Draghi Raporu olarak anılan “Avrupa’nın Rekabet Gücünün Geleceği” başlıklı raporda yer alan tavsiyelerin uygulanmasında Komisyonun kaydettiği ilerlemeyi değerlendirmek amacıyla üst düzey bir konferansın açılışını gerçekleştirdi.
Eylül 2024’te yayımlanan bu kapsamlı rapor, AB’nin inovasyon kapasitesinden savunma yatırımlarına, enerji maliyetlerinden stratejik ham madde bağımlılığına kadar geniş bir yelpazede somut politika önerileri içeriyordu. Komisyon Başkanı von der Leyen’in ifadesiyle, “Draghi yalnızca bir akademik rapor değil, somut bir eylem yol haritası” sunmuştu.
Komisyon, Ocak 2025’te yayımlanan “Rekabet Pusulası” (Competitiveness Compass) adlı belge sonrasında, Draghi Raporu’ndaki öncelikleri merkezine alan kapsamlı bir uygulama dönemine girdi. Pusulada yer alan öncü girişimlerin (flagship initiatives) yaklaşık %90’ı doğrudan Draghi Raporu’ndaki önerilere dayandırıldı. Altı ay gibi kısa bir sürede 33 öncü girişim ve 14 mevzuat girişimi hayata geçirildi.
Yapay Zekâda AB Atağı
Raporda öne çıkan üç temel eksenden ilki olan inovasyon açığı konusunda, AB’nin yapay zekâya yönelik hamleleri konferansta ön plana çıkarılan konuların başında yer aldı. Komisyon bugüne kadar bu alanda 200 milyar avroluk yatırım yaptığını ve beş yapay zekâ gigafabrikasının kurulduğunu açıkladı. Avrupa süper bilgisayar kapasitesinin artırılması, Lovable gibi öncü yapay zekâ girişimlerinin başarısı ve Mistral’in Fransız yapay zekâ pazarında yükselişi, AB’nin bu alanda yalnızca takipçi değil, aynı zamanda lider olabileceğini ortaya koyuyor. Ancak özellikle KOBİ’ler arasında yapay zekâ adaptasyonunun hâlâ sınırlı kalması ve AB’nin hâlen ABD ve Çin’e kıyasla düşük sayıda temel yapay zekâ modeli üretmesi, sürecin hassasiyetini koruduğunu gösteriyor.
Temiz Dönüşüm ve Rekabet: Sanayide Yeşil Atılım
Draghi Raporu’nun ikinci ayağını oluşturan karbonsuzlaşma-rekabet ekseni kapsamında ise Komisyonun 100 milyar avronun üzerinde temiz teknoloji yatırımı yaptığı ifade edildi. Temiz Sanayi Mutabakatı, çelik, otomotiv ve kimya sektörlerine özel eylem planları, rüzgâr enerjisi yatırımlarında rekor artış gibi gelişmelerin altı çizildi. AMB eski Başkanı Draghi konuşmasında, enerji maliyetleri düşürülmeden yüksek teknolojili bir dönüşümün mümkün olamayacağını vurguladı. Bu çerçevede, AB’nin elektrik şebekelerinde yaşanan darboğazların giderilmesine yönelik Avrupa Elektrik Şebekesi Paketi ve Enerji Otoyolları gibi altyapı projelerinin hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekti.
Bütün bunlara rağmen AB’nin yapısal enerji sorunlarının sürdüğü görülüyor. AMB eski Başkanı Draghi, doğalgaz fiyatlarının hâlen ABD’nin dört katı, endüstriyel elektrik maliyetlerinin ise iki katı üzerinde olduğunu belirtti. Bu durumda yenilenebilir yatırımların hızlandırılması kadar, gaz piyasalarının şeffaflaştırılması, ortak alım mekanizmalarının güçlendirilmesi ve fark sözleşmeleri (contracts for difference) gibi modellerin yaygınlaştırılması gerektiği ifade edildi.
Ekonomik Güvenlik ve Stratejik Özerklik: Bağımlılıklarla Yüzleşmek
Üçüncü ve son eksen olan stratejik bağımlılıkların azaltılması konusunda, konferansta özellikle Çin’e olan ham madde ve teknoloji bağımlılığına karşı alınan önlemler vurgulandı. Bu doğrultuda Mercosur ve Meksika ile imzalanan yeni ticaret anlaşmaları, Endonezya, Hindistan ve Afrika ile yürütülen stratejik projeler ile tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi hedefleniyor.
AB içinde ise Kritik Ham Maddeler Yasası kapsamında seçilen 47 stratejik projeye finansman ve izin desteği sağlanması, batarya geri dönüşümünün yaygınlaştırılması ve döngüsel ekonomi mevzuatının hazırlanması planlanıyor. Özellikle savunma sanayiinde SAFE programı ile 150 milyar avroluk ortak yatırım paketi oluşturulması ve 800 milyar avroluk Hazırlık 2030 planı dikkat çekici başlıklar arasında yer alıyor.
Yeni Rekabet Mantığı
AMB eski Başkanı Draghi konuşmasında, AB’nin karar alma süreçlerinin yavaşlığını eleştirirken, “kendi iç yapımızı bahane ederek dünyaya ayak uyduramıyoruz” ifadelerini kullandı. Ortak borçlanma, kamu alımlarında Avrupalı tedarikçilere öncelik tanınması ve rekabet politikalarının stratejik sektörlerde esnetilmesi gibi önerilerin hızla somutlaştırılması gerektiğini belirtti. Komisyon Başkanı von der Leyen ise bu bağlamda 8,4 milyar avroluk tasarruf sağlayacak altı sadeleştirme paketinin yanı sıra “Tek Pazar Yol Haritası 2028” ile iç pazardaki “korkunç onlu” engellerin kaldırılmasının planlandığını hatırlattı.
Sonuç ve Değerlendirme
Küresel ekonomik düzenin 2008 kriziyle birlikte içine girdiği yapısal kırılma, AB’nin hem ekonomik hem de jeopolitik açıdan önemli bir sınavla karşı karşıya bıraktı. AB’nin küresel ekonomik ağırlığındaki gerileme, çok taraflı ticaret sisteminin zayıflaması ve iklim krizinin etkilerinin derinleşmesi, Birliği stratejik bir yol ayrımına sürükledi. Bu çoklu kriz ortamında düzenlenen “Draghi Raporu’ndan Bir Yıl Sonra” konferansı, Avrupa Komisyonunun vizyon belgeleriyle sınırlı kalmak istemediğini, sahaya inen somut politikalarla rekabet gücünü yeniden inşa etmeyi hedeflediğini açıkça gösterdi. Nitekim AB’nin gelecekteki konumu artık yalnızca rapor ve strateji metinleriyle değil; enerji, savunma, teknoloji ve finans gibi kritik alanlarda uygulanacak hızlı, eşgüdümlü ve bütüncül adımlarla belirlenecek. AB’nin zamanla yarıştığı bu dönemde, yavaş ilerleme artık sadece bir zafiyet değil, doğrudan bir rekabet riski anlamına geliyor.
Ahmet Emre Usta, İKV Uzmanı