Bünyesinde Doğtaş, Kelebek Mobilya, Lova Yatak, Biotrend Enerji gibi şirketlerin bulunduğu Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, yüksek faiz nedeniyle yatırım için uygun bir dönem olmadığını söyledi.

Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Nefes’ten Şehriban Kıraç’a konuştu.

– Faaliyet alanlarınız konusunda bilgi verebilir misiniz?

Babam 1987’ye kadar mobilya alım satımı yapıyordu. Ben o dönemde devlet memuruydum. Sonra istifa edip küçük bir atölye tuttuk, çekyat üretimine başladık. 2010’da yabancılarla ortaklık görüşmesi yaptık ve Çanakkale Biga’dan çıkan bir firma olarak yabancı bir şirketle yüzde 50 ortaklık yaptık. O ortaklık sayesinde Kelebek Mobilya’yı satın aldık. Lova Yatak’ı ve Senegal’de de bir mobilya fabrikası kurduk. Doğanlar Grubu olarak mobilyada 6 markayla faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasındayız.

ATATÜRK İMZASI

– Nerede üretim yapıyorsunuz?

Kelebek’in fabrikası Düzce’de.1935’te Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıyla kurulmuş. Doğtaş’ın fabrikası Biga’da. Senegal’de 10 yıldır yatırımımız var. Orada büyük inşaat işi ve lojistik merkezi yaptık. 2007’den bu yana güneş, rüzgar ve hidroelektrik alanında yatırımlarımız var. Türkiye’de çöpten elektrik üreten en büyük tesislere sahip grubuz. Bu alanda 17 tesisimiz var. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Balıkesir, Malatya, Sivas, İskenderun, İnegöl, Bergama, Uşak belediyelerinin çöpünü biz alıyoruz ayrıştırıp elektrik üretiyoruz. Çöpün dibindeki kalanlardan da organik gübre üretiyoruz. Çöp deyip geçmemeliyiz. Türkiye’de kişi başı günlük 1 kilogram çöp üretiliyor. Günde bizim sahalarımıza 20 bin ton çöp geliyor.

– En büyük iş kolunuz hangisi?

Yüzde 65 mobilya. Yüzde 35 inşaat. İnşaatta büyümek istiyoruz. Senegal’de müteahhitliğe başladık. İstanbul’da kentsel dönüşümde eylül ayında bir projeye başlayacağız. 350 birim olacak. İnşaatla ilgili yeni fırsatlara da bakıyoruz. Bunlar olursa yüzde 50 mobilya, yüzde 25 inşaat, yüzde 25 enerji olabilir. Bu üç alanda büyümek, ilerlemek istiyoruz. Senegal bizim ikinci vatanımız. Enerji işini de orada görüşüyoruz. Senegal’de mobilya fabrikası için 20 milyon dolar yatırım yaptık.

GELİN VE DAMATLAR ŞİRKETE GİREMEZ

– Bir aile şirketisiniz, nasıl yönetiyorsunuz?

Bizde 4 bin çalışan var. 6 kardeşiz, 40 yıldır şirket yönetiyoruz. Aile anayasamız var. Şu anda üçüncü kuşak da çalışıyor. Anayasamızda 14 yaşında staja başlama şartı var. Aileden biri üniversiteyi kazanırsa bir asgari ücret kadar burs veriyoruz. İkinci dil desteği veriyoruz. Master yapana ayrıca burs veriyoruz. Eşitlik ve adalet çok önemli. 6 kardeş eşit maaş alır. Gelin ve damatların şirkette çalışma yasağı var. Anayasamız 28 sayfa. Kavgasız gürültüsüz bugünlere geldik.

42 BİN MOBİLYACI VAR

– Şu anda mobilya sektörünün yaşadığı sorunlar neler?

Yüzde 30 civarında kayıt dışılık var. Taklitçi çok. Kataloglarımızdan seçip kayıt dışı ürünler üretiliyor. Masko’da, Modoko’da yüzlerce firma var ama marka sayın desem 10 tane çıkmaz. Birleşmeler olmalı. Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında sadece 3 tane mobilya şirketi var. Ama Türkiye’de toplamda 42 bin mobilyacı var. Büyük düşünmek gerekiyor, küçük olsun benim olsun demekle olmuyor. Az kazanmakla ayakta kalamıyorsun.

– Kelebek Mobilya’yı aldınız büyüttünüz, bu alanda yeni satın almalar gündeminizde mi?

TMSF bünyesindeki üç mobilya şirketi satışa çıktı. Biri satıldı. Daha önce ihalelere girme düşüncemiz vardı. Ama faizlerin çok yüksek olması nedeniyle vazgeçtik. Çünkü hazır parası olan biri 10 milyarlık bir yer almaya kalksa 6 milyar TL kredi faizi ödüyor. Şu an yatırım için bekleme dönemi. Yüksek enflasyon ve yüksek faiz nedeniyle yatırımlarda biraz beklemeye geçtik. Ama mobilyada sektör lideri olmak istiyoruz.

DEĞİŞİM SÜRESİ 10 YILA ÇIKTI

– Mobilya seçiminde tercihler nasıl değişti?

Daha fonksiyonel, daha modern tarzlar tercih ediliyor. Düz renkler satılıyor. Eskiden yatak odası parçadan oluşuyordu. Şimdi küçüldü. Mobilya değiştirmek tamamen alım gücüyle ilgili. Eskiden 7-8 yılda bir değiştirilirdi, şu dönemde ortalama 10 yıla çıktı değişim.

HEM PATRON HEM ÖĞRENCİ HEM YAZAR

– Patronluğunuzun yanı sıra üniversite öğrencisi ve yazarsınız aynı zamanda…

İstanbul Üniversitesinde felsefe bölümü üçüncü sınıf öğrencisiyim. Kendimi geliştirmek için okuyorum. Aynı anda kitap yazıyorum, holdingin başındayım, sınavlara hazırlanıyorum. Yeni kitabımın adı İşin Felsefesi olacak. Felsefe okudukça şirket toplantılarındaki bakış açım değişti. Ben eskiden toplantılara GG (Gül-Güven) şifreleriyle giriyordum. Şimdi SS’yi (Sor-Sorgula) ekledim. Bu yıl Gazi Üniversitesi’nde girişimcilik dersleri verdim. Ağaç İşleri Mühendisliği bölümündeki 23 öğrencime staj ve iş garantisi sözü verdim. Sektörün en önemli sorunlarından biri kalifiye eleman. Çok fazla apartman üniversitesi var. Gençler okulu bitiriyor, sonra asgari ücretle iş aramak durumunda kalıyor.

İHRACAT YAPANLARIN HEPSİ ZARAR EDİYOR

– Piyasada yaşadığınız en büyük sıkıntılar neler?

Faizlerin yüksek olması nedeniyle yatırım için uygun bir dönem değil. Dövizin de enflasyona paralel gitmesi lazım. İhracat yapanların hepsi şu anda zarar ediyor. 2024’te dolar yüzde 20 artmış diyelim, benim giderlerimi yüzde 20’de tutmam mümkün değil. İşçilik ücretleri yüzde 45 artmış. Enflasyon yüzde 50-60’larda gezerken, lojistik giderleri yüksek, hammadde fiyatları yüksek. Dünyanın en iyi CEO’su olsanız dahi bunları nasıl yöneteceksiniz? Ya da kendi ekonominizi nasıl yönetirsiniz… Mesela 120 lira maaş alıyorsunuz, ama giderler enflasyona paralel 150 liraya çıkarsa, tasarruf yapmanız gerekir, ama her şeyin de bir sınırı var. Önümüzde iki kırılma noktası var biri faiz diğeri döviz kurları.