Hükümet, bulundukları kentin “can damarları” olan, ürettikleri doğal şekerle tüm yurttaşların yaşamını doğrudan etkileyen 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi kararının ardından, “Halk sağlığa zararlı Nişasta Bazlı Şekere (NBŞ) mahkum ediliyor” eleştirilerini engelleyebilmek için üretim kotasını yüzde 10’dan 5’e düşürdü. Gelişmiş ülkelerde gıdada kullanılmayan ve üretim kotası yüzde 3’ten fazla olmayan NBŞ’nin Türkiye’deki kotasını düşüren Hükümet, ithalata ise dokunmadı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri, NBŞ ithalatının her geçen yıl onlarca ton arttığını ortaya koyuyor. Merdiven altı üretim de ciddi tehlike oluşturuyor.
TÜİK verilerine göre, 2011 yılında NBŞ ithalatı 11 bin ton oldu. Bir sonraki yıl 11,2 bin ton olan ithalat, 2013 yılında 13,2 bin tona yükseldi. 2014 yılında 15,7 bin ton, 2015 yılında ise 28,7 bin ton NBŞ ithal edildi. NBŞ’de ithalat 2016 yılında zirveye çıktı. Hükümet, 2016’da toplam 57,1 ton NBŞ ithal etti. Böylece 2011 ile 2016 yılları arasında toplam 136,9 bin ton NBŞ, yabancı ülkelerden ithal edildi. Uzmanlar, ithalattaki ciddi artış nedeniyle NBŞ üretimine konan kotanın hiçbir anlam ifade etmediğini söylüyor.
“Tansiyonu düşürme hamlesi”
Hükümetin NBŞ üretim kotasını yüzde 5’e çekmesini, “Tansiyonu düşürmeye yönelik hamle” olarak nitelendiren Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, “Gerçek NBŞ üretim miktarı kotada belirtildiği gibi yüzde 10 ya da yüzde 5 değil. Önümüzdeki dönemde bir milyon tonun üzerinde mısır ithal edilecek ve merdiven altı NBŞ üretilecek. Denetim olmadığı için merdiven altı üretimin önüne geçmek ve miktarını tespit etmek imkansız” diye konuştu.
ZMO İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık ise “Şeker fabrikaları özelleştirilecek, sadece kar edenler çalıştırılacak. Dolayısıyla uzun vadede devletin 25 şeker fabrikasından 10 tanesi çalışırken diğer 15 tanesi kapatılacak. Bunun sonucunda da Türkiye’nin şeker ihtiyacı artacak. İthalat tam da burada devreye girecek” dedi.
Her yıl değişen miktarlarda ithal edilen NBŞ’nin önümüzdeki yıllarda kontrol edilemeyecek derecede artabileceğine dikkati çeken Atalık, “Ucuz olduğu için şirketler NBŞ’yi seçecekler. Yani NBŞ kotasının yüzde 5’e indirilmesi hiçbir şeyi ifade etmiyor” diye konuştu.