Gizli ayıplarda ihbar , Borçlar Hukuku Genel Hükümler uyarınca derhal yapılmalıdır.

T.C.YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ E. 2005/5982 K. 2005/10357 T. 20.6.2005

Özü: Davacı davalıdan 28.8.2000 tarihinde satın aldığı aracın, gizli ayıplı olduğunu belirterek, iş bu davayı açmıştır. Davalı ise, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, istemiştir. Davacı, dava dilekçesinde 23.1.2003 tarihinde Tüketici Hakem Heyetine müracaat ettiğini belirtmiş, olup, davacı ile davalı arasındaki yazışmaların tümü 2003 yılındadır. Davacının, 2003 yılından önce ayıbı davalı satıcıya bildirdiğine ilişkin, her hangi bir delil dosyada yoktur. Oysa davacı 30.9.2003 tarihli dilekçesinde, aracı aldığı ilk hafta ayıbın ortaya çıktığını belirtmiştir. 4077 sayılı kanunun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre alıcı malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlü ise de gizli ayıbın ne kadar sürede ihbar edileceğine dair yasada bir hüküm yoktur. Öyle olunca TKHK.nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanacaktır

DAVA ve KARAR : Davacı, davalıdan satın aldığı aracın boyasının çıktığını öne sürerek, gizli ayıplı bu aracın yenisiyle değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacı davalıdan 28.8.2000 tarihinde satın aldığı aracın, gizli ayıplı olduğunu belirterek, iş bu davayı açmıştır. Davalı ise, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, istemiştir. Davacı, dava dilekçesinde 23.1.2003 tarihinde Tüketici Hakem Heyetine müracaat ettiğini belirtmiş, olup, davacı ile davalı arasındaki yazışmaların tümü 2003 yılındadır. Davacının, 2003 yılından önce ayıbı davalı satıcıya bildirdiğine ilişkin, her hangi bir delil dosyada yoktur. Oysa davacı 30.9.2003 tarihli dilekçesinde, aracı aldığı ilk hafta ayıbın ortaya çıktığını belirtmiştir. 4077 sayılı kanunun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre alıcı malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlü ise de gizli ayıbın ne kadar sürede ihbar edileceğine dair yasada bir hüküm yoktur. Öyle olunca TKHK.nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanacaktır. Gizli ayıpların hangi sürede satıcıya ihbar edileceğine dair, TKHK’da bir hüküm bulunmadığına göre, BK.nun bu konudaki 198/son maddesi hükmü uygulanacaktır. BK.nun 198/son maddesi gereğince “Bu kabilden bir ayıp sonradan meydana çıkarsa, derhal satıcıya ihbar edilmelidir. Aksi takdirde satılan, bu ayıp ile beraber kabul edilmiş addolunur.” Şu halde davacı, BK.198/son maddesinde belirtildiği şekilde, gizli ayıbı derhal satıcıya ihbar etmemiştir. Dolayısıyla satılanı, bu ayıp ile beraber kabul etmiş sayılır. Mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapılmaması nedeniyle, davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

SONUÇ : Birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.6.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.