Avrupa’nın en büyük futbol kulüpleri, Arsenal, Manchester United, Chelsea, Liverpool, Manchester City, Tottenham Hotspur, Milan, Inter, Juventus, Atletico Madrid, Barcelona ve Real Madrid, 18 Nisan 2021’de bir araya gelerek adeta bir Los Galácticos niteliğinde olan Avrupa Süper Ligi’ni kurduklarını açıklamışlardı[1]. Açıklamaya göre, bu 12 kulübe ek olarak 3 kurucu kulübün daha katılması ve akabinde ise yıllık performanslarına bağlı olarak 5 kulübün daha Süper Lig’e dahil olması planlanıyordu.

Projenin Duyurulmasının Akabinde Neler Yaşandı?

Kimi futbolseverler tarafından Avrupa’nın en güçlü kulüplerin birbiriyle düzenli olarak karşılaşacakları bu inisiyatif heyecanla karşılansa da işler hedeflendiği gibi ilerleyemedi. Zira, Emmanuel Macron ve Boris Johnson gibi Avrupa liderleri de dahil olmak üzere, futbol dünyasının köklü kurumlarından[2] ve basından[3] birbirinin peşi sıra muhalif sesler yükseldi. Hatta UEFA; İngiltere, İtalya ve İspanya’nın futbol federasyonları ile ortaklaşa yaptığı -adeta bir savaş ilanı niteliğinde içeriği olan- duyuruda[4], Avrupa Süper Ligi projesini gülünç olarak niteleyerek projeyi engellemek için her türlü hukuki ve idari tedbiri (disiplin süreçleri, idari para cezaları vb.) alacağını, buna dahil olan kulüplerin yerel liglerine, Avrupa ve Dünya müsabakalarına katılımlarının yasaklanacağını vurguladı. Gelen tepkiler kulüplerin tüzel kişiliği ile sınırlı kalmadı ve UEFA başkanı Caferin kulüplerin formasını terleten oyuncuların da Dünya Kupası ve Şampiyonlar Ligi’ne katılamayabileceğini açıkladı[5]. Gelen bu reaksiyonlar Juventus, Barcelona ve Real Madrid dışındaki diğer 9 kurucu üyenin çekildiklerini açıklamasına yol açtı.

Avrupa Süper Ligi projesinin açıklanmasının hemen ardından, bu projenin rekabet hukuku düzleminde hangi sorunlara yol açabileceğini bloğumuzda daha önce incelemiştik. Nitekim, UEFA ile Süper Lig arasındaki savaş da sadece medya üzerinden yapılan açıklamalarla sınırlı kalmadı, rekabet hukuku dünyasında da kendisine yer buldu. Biz de bu yazımızda bu hukuki süreci inceliyoruz.

Rekabet Hukuku Süreçleri

Projenin kalan 3 üyesi -yani Juventus, Barcelona ve Real Madrid- UEFA ve FIFA’ya karşı Madrid’de bir dava açtı. Davada kulüplerin argümanlarının temelini UEFA’nın Avrupa’da futbolun hem regülatörü hem de organizatörü olarak tekel olduğu, rekabete aykırı davrandığı ve kulüplerin kendi müsabakalarını oluşturmasını haksız yere engellediği iddiaları oluşturuyor.

Bununla beraber, kulüplerin, UEFA’nın kendilerine karşı başlattığı disiplin süreçlerini durdurmasını da mahkemeden talep etti. Mahkeme bu talep üzerine UEFA, FIFA veya federasyonların Avrupa Süper Ligi’ni “herhangi bir şekilde yasaklayan, kısıtlayan, sınırlandıran bir önlem” almaması yönünde tedbir kararı verdi.

Tedbir kararı ile birlikte, Madrid Mahkemesi, Avrupa ve Dünya futbolunun yönetici organlarına karşı rekabet hukuku hükümlerinin nasıl uygulanacağını ön karar usulü (preliminary ruling procedure) kapsamında dosyayı AB Adalet Divanı’na gönderdi[6].

FIFA’nın avukatları ise Avrupa Süper Ligi’nin hem UEFA ile doğrudan rekabet edecek yeni bir organizasyon oluşturmak istediğini hem de aynı zamanda UEFA’nın organizasyonlarının tamamında olmasa da bazılarında yer alarak UEFA ekosisteminin bir parçası olarak kalmaya devam etmek istediğini belirtiyor. Rekabet hukukunun, Avrupa Süper Ligi’nin bu şekilde hareket edebilmesi için UEFA’nın temel yapısını değiştirmesini gerektirmeyeceğini ve Avrupa Süper Ligi’nin engellenmesinin futbol ekosistemini korumak için gerekli olduğu argümanını ileri sürüyor.

FIFA’nın bir diğer argümanı ise, Avrupa Süper Ligi’nin kurucu sıfatını haiz olması planlanan 15 kulübün bu organizasyonun daimî katılımcı olması üzerinden şekilleniyor. Bu doğrultuda FIFA, daimî katılımcı olan kurucu kulüplerin organizasyondan alacağı yüklü gelirleri de göz önüne alınca, yerel liglerde Avrupa Süper Ligine dahil olmayan kulüplerle rekabet etmeye devam ettikleri senaryonun ayrımcı olabileceğini ve UEFA ekosisteminin dayandığı spor temelini geri dönülmez şekilde yok edebileceğini ileri sürüyor.

FIFA’nın avukatları ayrıca -rekabet hukuku ile ilgilenenlerin tahmin edebileceği üzere- Avrupa Komisyonu[7] ve AB Genel Mahkemesi’nin[8] Uluslararası Buz Pateni Federasyonu kararları ile somut olayın birbirinden farklı olduğunu ileri sürüyor. Zira, UEFA’nın ulusal ve uluslarası müsabakalardan men yaptırımları uygulayıp uygulayamayacağının değerlendirilmesinde, farklı bir spor dalındaki benzer durumları konu alan kararların hukuki süreçlerde dikkate alınması şaşırtıcı olmayacaktır. Hatırlayacağınız üzere, bu kararlarda Komisyon ve AB Genel Mahkemesi, Uluslararası Buz Pateni Federasyonu’nun kurallarının TFEU’nun 101. maddesine tabi olduğuna, hem regülatör hem organizatör şapkalarını taşıyan Uluslararası Buz Pateni Federasyonu’nun üçüncü kişilerin düzenlediği turnuvalara katılmak isteyen sporcular için ön izin yükümlülüğü getirmesini ve bunu yerine getirmeyenlere müsabakalardan men cezası uygulayabileceğine yönelik düzenlemelerin rekabete aykırı olduğuna karar vermişti. Kararlarda, Buz Pateni Federasyonu’nun rakip organizasyonlara onay verip vermemekte mutlak takdir yetkisinin olmasının orantısız olduğu değerlendirilmişti. FIFA’nın avukatları, buz pateninde farklı organizasyonlara katılmanın düşük ücretli patenciler açısından daha fazla para kazanmak için bir fırsat olduğunu somut olayda ise farklı olarak, bu kulüplerin çok güçlü finansallara sahip işletmeler olduğunu belirterek iki durum arasındaki farkın açık olduğunu ileri sürüyor.

Son olarak ise, FIFA’nın avukatları, yargılama sonucunda UEFA’nın rekabeti kısıtladığı kanaatine ulaşılsa bile, kuralların sportif dürüstlük ve etik standartların sağlanması, kulüpler arasında dayanışmanın teşvik edilmesi ve sporun takvimini yönetmek gibi meşru amaçlar taşıdığını ileri sürüyor.

Komisyon ve ilgili 15 civarındaki ülkenin de Avrupa Süper Ligi projesinin AB hukuku bakımından yorumlanmasını takip edeceği uyuşmazlığa ilişkin dosyayı ABAD’ın önümüzdeki yıl incelemesi bekleniyor. Biz de sizler için süreci takip etmeye devam edeceğiz!


[1] Avrupa Süper Ligi’nin Basın Açıklaması, https://thesuperleague.fr/press.html (Son Erişim: 07.02.2022).

[2] FIFA president condemns breakaway European Super League, SWI, https://www.swissinfo.ch/eng/fifa-president-condemns-breakaway-european-super-league/46549750 (Son Erişim: 07.02.2022).

[3] Super League is wanted only by a cabal of Europe’s elite club owners; fans have been forgotten, ESPN, https://www.espn.com/soccer/uefa-champions-league/story/4363871/super-league-is-only-wanted-by-cabal-of-europes-elite-club-owners-fans-have-been-forgotten (Son Erişim: 07.02.2022); Spain’s LaLiga slams plan for European Super League as ‘secessionist and elitist, El País, https://english.elpais.com/ (Son Erişim: 07.02.2022).

[4] Statement by UEFA, the English Football Association, the Premier League, the Royal Spanish Football Federation (RFEF), LaLiga, the Italian Football Federation (FIGC) and Lega Serie A https://www.uefa.com/insideuefa/mediaservices/mediareleases/news/0268-12121411400e-7897186e699a-1000/ (Son Erişim: 07.02.2022).

[5] Super League players face World Cup and Euros ban, warns furious Uefa chief, The Guardian, https://www.theguardian.com/football/2021/apr/19/super-league-players-face-world-cup-and-euros-ban-warns-furious-uefa-chief (Son Erişim: 07.02.2022).

[6] FIFA tells EU judges it has no monopoly over football, Mlex, https://mlexmarketinsight.com/news/insight/fifa-tells-eu-judges-it-has-no-monopoly-over-football (Son Erişim: 08.02.2022).

[7] Avrupa Komisyonu’nun 08.03.2017 tarihli kararı https://ec.europa.eu/competition/antitrust/cases/dec_docs/40208/40208_1579_5.pdf (Son Erişim: 08.02.2022).

[8]  Avrupa Birliği Genel Mahkemesi’nin 16.12.2020 tarihli kararı

https://curia.europa.eu/jcms/upload/docs/application/pdf/2020-12/cp200159en.pdf (Son Erişim: 08.02.2022).